Beykoz Belediyesi’ne yönelik ’yolsuzluk’ davasında görevden uzaklaştırılan Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu 13’ü tutuklu 26 sanığın yargılandığı duruşma 2. gününde devam etti. Sanık savunmalarının dinlendiği duruşma yarına ertelendi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu 13’ü tutuklu 26 sanık hakkında ’ihaleye fesat karıştırma’, ve ’suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım’ suçlarından yürütülen soruşturma tamamlandı. Köseler’in, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "hileli davranışlarla zincirleme şekilde ihaleye fesat karıştırma", "zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık" ve "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplam 17 yıl 6 aydan, 67 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. 26 sanık duruşmanın 2. Gününde Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıktı.
Duruşmaya tutuklu sanık Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Veli Gümüş, Metin Ülgey, Belediye Başkan Yardımcısı Fidan Gül, Mustafa Karadağ, Hakan Unutur, Havva Dindar, Mahmud Adalı, Onur Demirci, Serdar Karahan, Tamer Çapraz, Uğur İnci, Yusuf Karaaslan katıldı. Bir kısım tutuksuz sanıklar salonda hazır bulunurken, 3 tutuksuz sanık Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Salonda taraf avukatları hazır bulundu.
"25 milyon liranın üzerinde alacağımız var"
Savunma yapan tutuklu sanık Havva Dindar, "Uzun yıllardır Beykoz Belediyesine çalışıyorum. Anahtar teslim yaptığımız işler oldu. Bakım ve onarım olarak gelen işleri de yapıyorduk. İşler bize 10, 15 ve 20 kalem olarak geliyor bazen uzun günler sürüyordu. Açık hesap olarak çalışıyorduk sonra ödemesi yapılıyordu. İşler genelde acil işler oluyordu. Örneğin su patlaması gibi. Genelde gece oluyordu. Önce işleri yapıyorduk ardından evraklaştırılıyordu. Muhatabımız Erdal bey ile Yıldız hanımdı. Su patlaması işini Erdal bey bize yönlendirdi. Yeni yönetim gelince ne yapacağımızı şaşırdık. Kimseyi tanımadığımız için kaldık. İşler gelmeye devam ediyor yaparsak almaya devam edebilecek miyiz diye düşündük. Bir şekilde randevu aldık randevu tarihine kadar gelen işleri yapmaya devam ettik. Alaattin bey ile görüştük. ’Geçmişe dönük alacağımız var nasıl yol izleyeceğiz’ dedik. Durumu anlatınca kendisi bize, ’devam edin’ dedi. 3 gün içinde dönüş yapacağım dedi. Biz dönüş alamadık. Bir baca yangını oldu eşim gitti. Orada Alaattin bey de varmış. Eşim ’ödeme alamadık’ diyince ’siz şimdilik müdahale edin’ denilmiş. Daha sonra görüşme yapmaya gittiğimizde Alaattin bey ’Duran bey benim adıma sizinle görüşecek’ dedi. Duran beye alacağımız olduğunu ve ’ne yapacağımızı şaşırdık’ dedik. ’Siz Yıldız hanımın kapısında yatın bu işin sonu kötü’ dedi. Yıldız hanım başkan bey ile görüşmeye gitti gelmedi. Aradığımızda ben başkanla görüştüm dönüş bekliyorum dedi. Biz odada öylece kaldık. Daha sonra iş göndermeye devam ettiler. 25 milyon liranın üzerinde alacağımız var. Faturası yapılmış ise 2 milyon TL alacak var" dedi.
"Aracın plakasını yanlış kaydetmiş"
SEGBİS ile savunma yapan Volkan Unutur ise, "Beykoz Belediyesi bizden numune istedi biz de götürdük. Mail yoluyla bizle iletişime geçtiler. İhaleye katılımcı olup teklif gönderdik. Islak imza ile malları belirlenen yerlere teslim ettik. Sözleşme yapılmadan, irsaliye kesilmeden ürün teslim etmedik. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. 10 tonluk ürünün 1 ton kapasiteli araçla teslim edildiği sorusunu yanıtlayan Unutur, "Ön muhasebede çalışan arkadaşımız bir tane aracın plakasını yanlış kaydetmiş. Bunu vergi müfettişlerine de anlattık. Edirne’ye giden araca da, İstanbul’a giden araca da aynı plakayı yazmış. Yani, belirtilen plakalı araçla teslim edilmedi. 10 ton taşıyabilecek aracımız yok, tedarikçiye taşıtıyoruz" ifadelerini kullandı. Teslim edilen 2 parti kayısının farklı ücretlerde çıkması sorusu üzerine Unutur, "Taze kayısı ile kuru kayısı farkı sebebiyle böyle çıkmış. Ancak 2 ürün arasında fiyat farkı var" dedi.
"Kaşem ve imzam kopyalanmış"
Tutuklu sanık Yusuf Karaaslan da, "Besi Kaya’yı tanıma sebebim amcamla olan ticaretidir. Doğrudan temin ihalelerin hiçbirini ben yapmadım. Kaşem ve imzam kopyalanarak mailler atılmış ve belgeler elle imzalanıp teslim edilmiş. Bu konuda şüphelendiğim kişi Besi Kaya’dır. Teklifleri ben vermedim" dedi.
İddia üzerine mahkeme salonunda bulunan Besi Kaya ise, "İtiraz ediyorum" dedi.
Tutuksuz sanık Hasan Uysal da, "Şirketim bünyesinde bayilik yaparım. Bu dosyadaki kişilerden Adem Sarı’yı benzer iş kolundan tanırım. Dosyada başka kimseyi tanımam. Belediyeden 3 adet gelen davet üzerine teklif sundum. Kim kazandı kim katıldı bilmiyorum. Ticari faaliyetler kapsamında önceden de katılmak istediğim oldu. inci firmanın girdiğinden dahi habersizdim. Bilseydim teklif dahi vermezdim. Kar payı zannedildiği kadar yüksek değildir. Verdiğim tekliflerden daha uygun teklifler vererek kar etme şansım yoktur. Yalnızca teklif sundum, hiç bir kazanç elde etmedim" ifadelerini kullandı.
Duruşma, yarın sabah 08.30’a ertelendi.