Üroloji Uzmanı Opr. Dr. İdris Kıvanç Cavıldak, kısırlık (infertilite) sorunuyla doktora başvuranların yaklaşık yüzde 30-40’ında varikosele rastlandığını söyledi.
Liv Hospital Samsun Üroloji Uzmanı Opr. Dr. İdris Kıvanç Cavıldak, testis torbası içerisinde yer alan damarların şişmesi olarak adlandırılan varikosel hakkında açıklamalarda bulundu. Varikoselin en belirgin belirtilerini sıralayan Opr. Dr. İdris Kıvanç Cavıldak, "Kısırlık; testis ısısının bozulması, kirli kan içindeki toksik maddelerin testiste birikmesi ile testis fonksiyonları etkilenir. Bu durum öncelikle sperm üretimini, ileri evrelerde ise erkeklik hormonu üretimini bozar. Varikosel düzeltilebilir erkek kısırlığının en sık sebebini oluşturmaktadır. Testiste şişlik ve kabarıklık; damarlardaki genişleme, bir süre sonra dışarıdan görülecek kadar belirginleşip, bacaklarda görülen varislere benzer görünüm alabilmektedir. Bu durum dışarıdan kabarıklık ve şişlik şeklinde kendini belli etmektedir. Testiste ağrı; varikosel ağrısı testiste olan rahatsız edici künt nitelikte kendini belli eden bir ağrıdır. Bu ağrı genelde kasık bölgesinde ve testiste hissedilebildiği gibi zaman zaman bacağa doğru da yayılabilir. Testiste küçülme; varikosel ilerleyen dönemlerde sperm ve erkeklik hormonu üretiminden sorumlu olan testisin boyutlarında küçülmeye neden olabilmektedir. Bu durum kendini kısırlık, cinsel isteksizlik ve cinsel sağlık sorunları ile gösterebilmektedir" dedi.
"Varikosel tanısı elle muayene ile konulmaktadır"
Varikosel tanısının nasıl konduğuna değinen Opr. Dr. Cavıldak, "Varikosel tanısı elle muayene ile konulmaktadır. Muayene neticesine göre varikosel 3 dereceye ayrılmaktadır. Varikosel tanısı konulduktan sonra, mutlaka testis boyutları ve kıvamı da kontrol edilmelidir. Klinik tanıyı desteklemek için gerektiğinde Skrotal Doppler Ultrasonografi yapılabilir ancak tanı için mutlak gerekli değildir. Sperm parametrelerinin değerlendirildiği semen analizinin yapılması ise varikosel ameliyatı gerekliliği konusunda belirleyici olmaktadır. Varikosel teşhisi konulan kişilerde kısırlık problemi yoksa, testis boyutları ve semen parametreleri etkilenmemişse destek tedavisi önerilebilir. Ameliyat kararı verebilmek için hastada muayene ile varikosel sorununun ortaya konulması ve bu durumun sperm parametrelerini etkilediğinin gösterilmesi gereklidir. Yine adolesan dönem erkeklerde varikosele bağlı testis boyutları arasında yüzde 10’dan fazla hacim farkı oluşmuşsa, ameliyat önerilmektedir. Varikosel ameliyatının mikro cerrahi teknikle mikroskop kullanılarak yapılması gerekir. Kasık bölgesinden 2 santimlik bir kesiden girilerek mikroskobik büyütme altında genişlemiş toplardamarlar bağlanır. Atardamarlar, lenfatikler ve sperm taşıyan kanalların hasar görmemesi ve buna bağlı istenmeyen komplikasyonların oluşmaması için mikro cerrahi yöntemin kullanılması oldukça önemlidir. Yine mikro cerrahi yöntem ile yapılan ameliyat sonrası varikoselin tekrarlama riski oldukça düşük olup, yüzde 0’a yakın iken klasik teknikle bu oran yüzde 15 civarındadır" diye konuştu.
Varikosel ameliyatı için mikro cerrahinin çok önemli olduğunu belirten Opr. Dr. Cavıldak, ayrıca şunları söyledi:
"Bu işlem güçlü operasyon mikroskopu altında gerçekleştiği zaman ameliyat sonrası nüks ihtimali çok düşüktür. Başarı oranı (sperm parametrelerinde düzelme ve gebelik şansı) daha yüksektir. Komplikasyon riski (lenfatik, atardamar ve sperm kanallarının yaralanması) oldukça düşüktür. Ameliyat sonrası erken dönemde yara yeri temizliğine ve ameliyat bölgesine darbe almamaya dikkat etmek gerekir. Yara yerinin 2-3 gün pansuman yapılıp kapalı kalması ve duş alınmaması tavsiye edilir. İlk 1 ay ağır efor gerektiren sporlardan, hareketlerden ve cinsel aktiviteden uzak durmalarında fayda vardır. Dengeli ve düzenli beslenme, düzenli uyku, stresten ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durma hem ameliyat sonrası iyileşme hem de sperm değerlerinin hızlı düzelmesi için önemlidir."