Futbol, bir şehir için yalnızca bir oyun değildir. Kimi zaman kimliktir, kimi zaman da bir kentin kalp atışıdır. Antalya da o şehirlerden biridir. Güneşiyle, deniziyle, insanıyla renkli bir kent olan Antalya, söz konusu Antalyaspor olduğunda aynı renge, aynı tutkuda buluşmasını bilir.
Son günlerde yaşanan yönetim belirsizliği, Emre Belözoğlu’nun istifasıyla oluşan teknik direktörlük boşluğu, elbette soru işaretleri yaratmıştır. Ancak bu tablo, Antalyaspor’un sahipsiz kaldığı anlamına gelmez. Tam tersine, bu süreç, kentin takımıyla bağını yeniden güçlendirmesi için bir fırsattır.
Antalya, artık bir metropol. Yüz binleri aşan taraftarıyla, her hafta stadyumda yankılanan sesleriyle büyük bir potansiyele sahip. Bu potansiyeli ayağa kaldırmak, yöneticilerin göstereceği kararlılıkla mümkündür. Antalyaspor yönetimi, futbol direktörlüğü için doğru ismi belirleyip süreci netleştirmeli; kulübün enerjisini saha dışındaki karmaşadan kurtarmalıdır.
Asıl başarı, şehrin dinamiklerini yanına almakla gelir. Antalya’nın esnafı, öğrencisi, turizmcisi, işçisi—hepsi bu takımın bir parçasıdır. Tribünlerdeki destek şarkıları, sokaklardaki kırmızı-beyaz bayraklar, bu kulübün en büyük sermayesidir.
Antalyaspor, geçmişte nice zorluklar yaşadı ama her defasında ayağa kalkmayı başardı. Çünkü bu şehir, takımını hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Bugün de bırakmayacak.
Unutulmamalı; Antalyaspor sadece bir futbol kulübü değil, Antalya’nın onurudur. Ve bu şehir, onurunu sahipsiz bırakmaz.